Atatürk İktidar ile ilgili Sözleri

Gönder Pinle Telegram Tumblr LinkedIn +

Ben namuslu bir adamım, benimle arkadaş olanların da namuslu olması gerekir.

Ben ve benimle beraber olanlar hedefimizin ulûviyetine, yolumuzun doğruluğuna eminiz. Bundan asla şüphe ve tereddüdümüz yoktur.

Bir millete, bâhusus bir milletin sergâr-ı idâreinde bulunan müdîrânında ihtirâsât ve münâkaşât-ı şahsiyye, vazîfe-i millîye ve vataniyyenin müstelzim olduğu hissiyat-ı âliyeye galebe derecesini bulduğu memleketlerde inhilâl ve inkıraz gayrı kabil-i ihtirazdır.

Biz, ilhamlarımızı gökten ve gâipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

Bizim akıl, mantık, zekâ ile hareket etmek şiârımızdır. Bütün hayatımızı dolduran vak’alar bu hakâkatin delilidirler. Memleket ve millet işlerinde şahıslarla, fiilleriyle, fikirleriyle muzir olmak vaziyetine düşenlere karşı zaman zaman mütecellit olduğumuz vâkîdir. Milleti hakîkî salâh yolunda yürürmetken men’e çalişmak isteyenlere şedît ve bîâmân olmak istidâdındayız. Nizâm-ı içtimâîmizi bilerek veya bilmeyerek ihlâl edici kimselere müsadekâr olamayız. Bunlar doğrudur. Bizden bu hususlarda sükûnet ve bîtaraflik talep edenleri tatmin etmiyorsak bunun sebebi, memleket ve millet menfaatini her şeyin fevkinde gördüğümüzdür.

Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir fâcia ve ıstırap kaydeden yapraklerından çıkardığımız netîcelerdir.

Erbâb-ı ihtisasca mâlumdur ki vâz-ı kanun olan insanlar, birtakım evsâf-ı mümtâzeye mâlik olmak mecbûriyetindedirler. Efendiler, o evsaftan birincisi şudur: Kanun teklif eden, kanun yapan, kanun vâzeden bir insam beşeriyetin bütün hissiyatına, bütün ihtirâsâtına herkesten daha çok nâfiz ve vâkıf olur. Fakat nefsini herkesten ziyâde ve tamamen, bütün şümûlüyle bunlardan tecrît etmek kudret ve kabiliyetine mâlik olmalıdır.

Milletimizin, Türk milletinin yakın ve uzak tarihine lüzûmu kadar vukufumuz vardır. Mâzînin derslerinin, hâl ve istikbal hayatı için, göz önünde tatmak dikkatinden mahrum değiliz. Yaptığımız hizmetlerle lüftehir değiliz. Yapacağımız hizmetlerin metâr-ı iftihar olabileceği ümîdiyle mütesellîyiz.

Milleti aklımızın ermediği veya yapmak kudret ve kabiliyetini nefsimizde görmediğimiz hususta iğfal ederek geçici teveccühler celbine tenezzül etmeyiz. Millete âdî politikacılar gibi yalancı vaatlerde bulunmaktan nefret ederiz. Vatanı millî mesâilde fikrî, fiilî kusur ve noksanlarımızı görüp hayırhahâne ihtar edenlerden memnun ve müteşekkir kalırız. Fakat bizim maksadımızı sû-i te’vil ve tefsir; ve millet ve memlekete âit mefkûrelerimizin tatbîkine mânî olmak için çalışanlara hüsn-ü niyet atfedemeyiz. Bu gibiler cidden hain değil iseler mutlakâ gâfildirler. Bu sebeple hıyânete, şer ve fesâda âlettirler. Biz, böyle gâfillerin hakîkat gününde yerlere kadar kapandıklarını gördük. Milletimizi hakîkî halasa, saadete kavuşturmak için tatbîkinin zarûrî olduğuna kanaat getirdiğimiz esasları tatbik ve icrâda tereddüt göstermedik. Bu esasların devam ve istikrârını teyit için ise hayatlarımız ortadadır.

Millet ve idarede düsturumuz, milletin müşterek ve umûmî efkâr ve temâyülâtına tebâiyettir. Bu efkâr ve temâyülâtın hakîkî ve ciddî olabilmesi milletin maddî ve manevî ihtiyaç membalarından gelmesine vâbestedir.

Paylaş.

Bir Cevap Yaz