Turbun büyüğü heybede.

Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir. (Susurluk skandalı sonrası)

Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir.

Gap’ı kimseye gap diye gaptırtmam.

İşsizlikten kurtulmak istiyor musunuz ? takılın peşimize. (1991 genel seçimleri öncesi miting konuşmalarından)

Aksini diyenin alnını garışlarım!

Binaenaleyh, Öküzün altında Buzağı aramanın manası yoktur.

Said Nursi büyük Alimdir, Büyük Alim degildir diyenin alnını karışlarım.(1999 yılında Kocatepe’de yapılan Nursi Bediüzzaman Said Nursi mevlidine gönderdiği mesaj)

Yazın biz Bulgaristan’dan elektrik alıyoruz. Kışın Bulgaristan bize elektrik veriyor.

Verdimse ben verdim, ne olmuş. ( İlksan ile ilgili Kemal Ilıcak’a verilen paralarla ilgili yolsuzluk haberi üzerine suç üstü yakalanınca demiştir )

Herkes benim gibi ‘dün dündür bugün bugündür’ deyip işin içinden çıkamaz! (Cumhurbaşkanlığının son basın toplantısında.)

Neresini sıksaydım? İngiltere ile ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde yapılan bir görüşmede, Bülent Ecevit’in elini sıkmasının doğruluğunu kendisine soran gazetecilere cevaben )

Petrol vardı da biz mi içtik?

Bugün sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Türkiye’de sol tedhişçi vardır, sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Adam öldüren yok yani.

Başörtüsüyle okumak isteyenler Suudi Arabistan’a gitsin.

Şapkamı alır giderim.

MİT gizli saklı işler yapan bir teşkilat değildir.

Türkeş Türk çocuğu, Ecevit halk çocuğu, Erbakan müslüman çocuğu da biz o. çocuğu muyuz?

Tespih çeken elle tetik çeken el bir olmaz.

Dün dündür, bugün bugündür.

Fırat’ın kenarındaki bir kuzudan ben sorumluyum.

Vatana millete hayırlı uğurlu ossun

Kırk günde kabak yetişmez.(1978 de CHP’nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması için demiştir.)

Parazit yapıyor! (zam isteyen sendika liderlerine )

Esasen Suriye, Türkiye’ye karşı açık bir husumet politikası izlemektedir. PKK terör örgütüne aktif destek sağlamayı sürdürmektedir. Tüm uyarılarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye’ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum.(1 Ekim 1998 TBMM Yasama Yılı Açış Konuşması’ndan.)

Sana ne? Tasası sana mı düştü? Sen mi talipsin? Sana vermem ister misin? Kime vereceksem vereceğim, verince görürsünüz! Bu böyle olmaz, biraz sabretmesini öğrenin! ( 28 Şubat Süreci’nde hükümeti kurma görevini kime vereceği konusunda soru sormak gafletinde (!) bulunan bir muhabiri paylarken )

Yollar yürümekle aşınmaz. ( 12 Mart 1971 öncesi sol örgütlerin yürüyüşleri ile ilgili söylemiştir. )

Günah benden gitti! (1990’larda PKK’nın eylemlerinin arttığı sırada.)

Goalisyon hökümetimiz hayırlı uğurlu olsun. (1991 genel seçimleri sonrası DYP-SHP koalisyon hükümetinin kurulduğu gün)

Niye ? Biz mi öldürdük ? (Başbakanlık kapısında bekleyen bir atı ölmüş ama iki at parası isteyen yaşlı amcaya verdiği cevap )

Bu düzen böyle giderse elbet birileri çıkar şapkayı giyer kıratada biner cumhurbaşkamlığı görevi sonrası seçim zamanı gazeteciye verdiği cevap.

Elektriğin komünisti olur mu?

Devlet seçim sonuçlarına göre gereken tedbirleri alır.

Görünen köy uzak değildir.

Bize plan değil, pilav lazım.(CHP’nin planlı kalkınma önerisine verdiği cevabı)

Bana Milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz.

Türkiye 70 cent’e muhtaç olduğu devirde, hacılarımıza 70 milyon dolar ayırdık.

Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz.

Çorum’u bırakın, Fatsa’ya bak (Çorum olayları hakkında düşüncülerini soran gazeteciye cevabı)

Demokrasilerde çareler tükenmez.

Üs yok tesis var.

Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.

Fiyatlar günden güne artıyosa memlekette pahalılık var demektir.

Vaa mı bunun başka türlü izah tarzı?

İşiniz vardı da biz mi aldık? (12 temmuz 1969) (İş isteyenlere)

Kendim için birşey istiyorsam namerdim.

Ağca hapisaneden nasıl kaçmıştır? Hapishaneler yol geçen hanına dönmüştür. Hapishanelerden pek çok kişi kaçmıştır.

Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.

Ben bir gün evimde otururken Çankaya’ya çıkayım diyerek çıkmadım.

Binaenaleyh Türkiye’nin altı çürüktür, Türkiye’nin altı çürüktür diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz.

Onbir Eylül 1980 günü, Sıkıyönetim’e rağmen ülkenin her yerinde oluk oluk kan akıyordu. Nasıl oldu da 24 saat sonra her tarafta silahlar sustu ve her yer sütliman oldu ?” Süleyman Demirel, 12 Eylül 1984.

Su mu daha değerlidir yoksa petrol mü? Tabi ki su daha değerlidir. Çünkü petrol içilmez, ama su içilir.

Yasaksız Türkiye ( 1982 Anayasasıyla siyasetten yasaklı olduğu dönemde kullandığı slogan )

Yapamazsın onu, oraya girmeyin hiç! Bak birşey söyleyim; Çanakkale’ye giden 250 bin kişinin de anası-babası vardı! ( Apo’nun idama mahkum edildiği dönemde kendisinden yardım isteyen Şehit Aileleri Derneği üyelerinden birinin “Biz Devletimize güvenmeseydik, çocuklarımızı askere göndermezdik” sözüne cevaben )

Yahya’yı ben kulağından tutup mahkemeye verdim. ( Türkiye’nin ilk hayali ihracatını gerçekleştiren yeğeni Yahya Demirel için, cumhurbaşkanlığının son basın toplantısında böyle söylemişti. Doğrusu yolsuzluğu ortaya çıkaran ticaret bakanlığı müsteşarı Şerafettin Durugönül’ü görevden almıştı .)

Üzülmeyin çocuklar, üzülmeyin. Ben bir işe girersem adamı anasından doğduğuna pişman ederim. ( Görev süresinin dolmak üzere olduğu dönemde, ATO Başkanı Sinan Aygün’e hitaben )

Hükümetin başı (Bülent Ecevit’e, başbakan demek yerine)

Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır hep beraber içinde otururduk.

DYP olarak herkese iki anahtar vaad ediyoruz.

Ne veriyorlarsa benden beş fazlası (seçim vaatlerinden)

Olaylar fevkalade. (13 Mart 1995 Gazi Olayları sırasında basına yaptığı açıklama )

Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez. (Sayın Demirel, Yıldırım Akbulut için ne düşünüyorsunuz? diye soran gazeteciye)

Bunların sonu da Allende gibi olacak.(1979 yılında Başbakan Bülent Ecevit’i öldürülen Şili Devlet Başkanı değil) Salvador Allende’ye benzetir.

Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir. 1980 öncesinde Bülent Ecevit’e

Çankaya’nın şişmanı (Turgut Özal için)

Ben altı kere gittiysem yedi kere geldim.

DYP’yi ben kurdurdum.

Enkaz devraldık.

Güniz Sokak’ta Nazmiye ile tavuk besleyecek değiliz.

Nerde galmıştık.