Anayasa ile ilgili Sözler

Gönder Pinle Telegram Tumblr LinkedIn +

Anayasaları yaşatan içlerindeki sözcükler değil, dışlarındaki hayattır.

Bir anayasa kendiliğinden doğmadığı, gökyüzünden inmediği gibi, ölümü de kendi hatası değil, o doğumu gerçekleştirenler arasındaki ilişkilerin dönüşümünün marifetidir.

Felsefe ve amacı bakımından Anayasa(1961), Devlet’i “kutsal” sayacak olan 1982 Anayasası’ndan farklı olarak, İnsan ve Birey’i yüce bir değer saymakta, bunların ve Toplum’un hak ve özgürlüklerinin uzlaştırılıp geliştirilmesini ana hedef bellemektedir. 27 Mayıs Hareketi ile bundan doğan anayasanın tarihsel misyonu, 1980 askerî müdahalesinden ve 1982 Anayasası’ndan farklı olarak Devlet otoritesini pekiştirmek değil, özgürlük ve demokrasiyi kurumsallaştırmaktır.

Türkiye’de yaşanan büyük karmaşa, yalnızca anayasa metniyle ilgisi olmayan konuların anayasa sorunu olarak ortaya konulması. Sabah akşam anayasadan söz edilmesinin nedeni de bu.

Türkiye’de 1921 Kurtuluş Savaşı’nın, 1924 ulus devlet inşasının, 1961 bürokrasi ve sol akımların dünya çapındaki etkisinin, 1982 ise artık ‘büyümüş’ sermayenin saldırısının ürünleriydi. Şimdi yeni bir anayasa yapılırsa, yıllar sonrasında muhtemelen İslamcı sermaye/ siyaset ve Kürt sorununun derin izleri okunacak. Hangisinin baskın olacağını, dengenin nasıl kurulacağını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Ancak bu hastalıklar tedavi edilmediği sürece tabii ki anayasa tartışması sona ermeyecek. Çünkü anayasa metinleri, siyasal ve anayasal sorunların ancak bir ayağıdır.

Bir ideoloji olarak anayasa sınıf egemenliğinin acı gerçeklerinin yerine eşit hak ve sorumluluk iddialarının anlatıldığı bir burjuva peri masalı sunar.

1961 Anayasası’nın talihsizliği, kendisine sahip çıkmayan iktidarların elinde kalmasıdır.

Türkiye artık bu anayasa tartışmalarını bitirmelidir.Bir ülke bu kadar sık anayasa değişikliğine tahammül etmez.

Reform, mutlaka gerekir. Adalet reformu, hukuk reformu ve Anayasa değişikliği yerindedir ve yapılmalıdır. Ancak hiç bir zaman unutulmasın, laik demokratik cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya ne de anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur.

1982 anayasının savunulacak bir tarafı olduğunu ben de söylemiyorum. Daha laik daha demokrat bir anayasaya herkes evet der.

Anayasa yapılırken ulus devlet veya Türkiye devletini tartışacaksanız çok büyük sıkıntılara girersiniz.

Yürütme organı, yargıyı hizaya getirmeye çalışıyor. Buna göre bir eylem planı hazırlandı. Buna uygun eylem planı da anayasa değişikliğidir.

Anayasa değişiklikleri anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez maddelerine aykırı bir durum yaratmamalıdır.

Bir siyasal/anayasal sistemin hemen bütün kavramları, onları yaratan, uyan, karşı çıkan ve yorumlayanlarla birlikte yaşar. Birlikte yaşamanın sonucu, birlikte yükselip sonra hep birlikte güç kaybetmektir ve tüm yükselmeler, güç kayıpları, çürüyüşler; aslında çoğu zaman, anayasa adı verilen olgunun dışındaki gelişmelerdir. Olup biten, metni yaratır ve değiştirir. En güçlü olan hakim rengi verir.

Anayasanın, karakollardaki yangın talimatnamesinden daha kolay değiştirilebildiği bir iklimdeyiz, seçim hukuku bir pabuççu muştasıdır.

1961 yılında modern ve hürriyetperver bir yasa, bir anayasa, ihtiyaçtı ve otomobil ise lükstü; 1971 yılında, binek otomobil ihtiyaç yapıldı ve anayasa köhne sayıldı ve “lüks” ilan edildiğini hatırlıyoruz. Bir büyük iç savaş’a, bu tarihten, beş yıl önce başladılar. Bir iç savaş içinde, önce ihanet ettiler ve sonra çökerttiler.

“Acil” anayasa, bir, Erdoğan’a başkanlık; iki, Türkiye Federatif Devleti’nin kapılarını açmak için acil olmuştur. Bu kapılar ise, “ver kurtul” reçetesine gelmektedir ve Amerika’ya çıkmaktadır. Bu, Belge ve Altan için Amerika’yı bulma anlamındadır.

Yargı bağımsızlığını önleyen Anayasa değişikliği, hukuk devletine zararlı olacaktır. Böyle yaparsanız, hukuk devleti aleyhine yasal olmayan bir işlemi yapmış olursunuz. Kesinlikle cumhuriyetin niteliklerine aykırılık nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açıldığında iptal edecektir. İster Meclis’te 330’u bulun, ister 367’yi bulun, referandumdan çıkarın ama Anayasa Mahkemesi bu değişikliği iptal edecektir.

Paylaş.

Bir Cevap Yaz